Eğitim-İş Edirne’den Boğaziçililerin tehdit edilmesine ilişkin açıklama

Eğitim-İş Edirne Şube Yönetimi, Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Kılıç’ın Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini “Biz eylem falan yapmayız. Biz gece vakti işi bitirir ertesi gün işe gideriz” sözleriyle tehdit etmesine ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, dekanın öğrencileri tehdit etmesi kınanırken, üniversitede görev alan akademisyenlerin aydın sorumluluğuyla hareket etmesi gerektiğine işaret edildi.

Açıklama şöyle:

Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Üniversite Genel Sekreteri Prof. Dr. Cevdet Kılıç sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla bir skandala imza atmış ve Edirne halkını derinden üzmüştür. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yaptığı eylemler için “Boğaziçili misiniz, Boğazdışılı mısınız onu bunu bilmem. Aklınızın ucundan bile geçirmeyin. Biz abdest alır dışarı çıkmayız. Bizim zaten abdestimiz var. Bilin istedik de… Şöyle söyleyeyim. Siz hani bir ayı geçti eylem yapıyorsunuz ya. Biz eylem falan yapmayız. Biz gece vakti işi bitirir ertesi gün işe gideriz bilin istedim.” diyerek tehdit ettiği paylaşımlarda bulundu. 

Eğitim-İş olarak üniversitelerin özgür düşüncenin hakim olduğu bilim yuvaları olması gerektiğini her zaman dile getirdik. Bu bilim yuvalarımızda da liyakatli ve bilimin yol göstericiliğinde  çalışan yöneticilerin olması gerektiğini savunduk. Görülüyor ki meşru ve haklı bir hak arayışı içinde olan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine skandal ifadelerle saldıran Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Üniversite Genel Sekreteri Cevdet KILIÇ bulunduğu makam ve mevkileri koruma amacıyla mı hareket etti bilinmez ama rektör seçimlerinin adilce yapılması için eylem yapan öğrencileri hedef göstermiş ve eylem yapan öğrencileri adeta vatan haini ilan etmiştir. Bir akademisyenin öğrencilere bu şekilde ifadeler kullanmasının savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Bulundukları makamların ağırlıklarıyla öğrencileri sağduyulu ve birleştirici olmaya çağırması gerekenler, yaptıkları açıklamalarla ortamın daha çok gerilmesine, kutuplaşmanın artarak ihtiyaç duyduğumuz barış ve huzur ortamına hiçbir faydası olmadığını neden görememektedir? 

Aydın sorumluluğu; topluma sağduyulu mesajlar vermeyi, farklı düşüncelere saygı duymayı, demokratik ve bilimsel yönetim ile üniversitelerinin yönetilmesini isteyen ülkenin en başarılı üniversitelerinde okuyan gençlerimizi anlamayı çalışmayı gerektirmez midir?

Eğitim-İş olarak demokratik haklarını meşru yollardan arayan öğrencileri hedef gösteren bu ifadeleri kınıyoruz. Üniversitede görev alan akademisyenlerin de aydın sorumluluğu ile hareket etmeleri gerektiğini olayları değerlendirirken kişisel duygularını katmadan sağduyulu hareket etmeye davet ediyoruz.

Kaynak:SOL Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir